Yarım Yüzyıl Fotoğraf Makinesini Elinden Düşürmeyen Kadın


İlk Kadın Savaş Foto Muhabiri Semiha Es



“Savaş çok korkunç. Dünyada savaşlar olmamalı!”

O, Türkiye’nin ve dünyanın ilk savaş foto muhabiri. Gazeteci eşi Hikmet Feridun Es ile birlikte dünyayı gezerek eşinin yazdığı haberlerin fotoğrafını çeken Es, Vietnam ve Kore Savaşlarında yaşananları objektifine yansıtan korkusuz bir kadın.

1912 yılında orta halli bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Semiha Es, 15 yaşına geldiğinde düzenlenen güzellik yarışmasına katılmak ister. Ancak yaşı küçük olduğu için başvurusu kabul edilmez.  O günlerde başvuru işlemleri için gittiği yerde gazeteci Hikmet Feridun Es ile tanışır. Birbirlerine aşık olur ve hemen evlenirler.

Ancak Hikmet Feridun Es işi gereği yurtdışı seyahatlerine gitmek zorunda kalır ve bu seyahatlerde eşinden ayrılmamak için ona fotoğraf çekmeyi öğretir. Ve Semiha Es, o günden öldüğü güne kadar da elinden fotoğraf makinesini hiç düşürmez.




Birlikte seyahat etmeye başlayan Es çifti,  Hollywood, Afrika kabileleri gibi birçok başarılı habere imza atar. Kore Savaşı’nın başlamasıyla birlikte çift Hürriyet Gazetesi tarafından savaş muhabirleri olarak görevlendirilirler.

Cephede eşi ile birlikte bomba yüklü kamyonlarla seyahat eden Semiha Es, bazen kurşunların arasında kalır.  Yüzlerce ölü görüp onları fotoğraflar ancak o dönem tüm fotoğrafları Hürriyet’te yayınlanmaz. Kore’de inanılmaz olaylar yaşayan Es kendisiyle yapılan bir röportajda “O savaşta, sivillerin düştüğü durumu ve zulmü görmek çok zor ve acı bir tecrübeydi.” der.

Kore’nin ardından Vietnam Savaşına da tanık olan Semiha Es, “Vietnam, Kore’den de korkunç bir savaştı. Tam bir cehennemdi. Savaş çok korkunç. Dünyada savaşlar olmamalı!” diyerek tüm insanlığa sesini duyurmaya çalışır.

Eşi hastalanıncaya kadar gezi ve savaş muhabiri olarak çalışan Semiha Es, vefat ettiği 2012 yılına kadar elinden fotoğraf makinesini hiç bırakmaz. Es, anılarını anlattığı bir röportajda gözleri dolarak şunları anlatır:  “Bir keresinde, bir Çinli asker, beni öldürmek için bayağı uğraştı. Besbelli Allah istemeden kimsenin ölemeyeceğini bu zavallı bilmiyordu. Çinli asker beni öldüremedi ama sonra bize esir düştü. Zavallıcık yaralanmıştı. Onun hastaneye gönderilmesini sağladım, yaralarıyla ilgilendim.”

Yarım yüzyıl elinden fotoğraf makinesini düşürmeyen Es, cepheden cepheye asker kıyafetiyle koşarak mavi gözleriyle gördüğü acıları tüm dünyaya arşivleyen kadın. O,  savaş ve gezi fotoğrafçılığı alanında ismini dünyaya duyuran korkusuz kadın.

Kaynak:





Yorumlar

Popüler Yayınlar