Eğitim Hakkını Savunduğu İçin Taliban Tarafından Vurulan Kız
Malala Yousafzai
"Bir çocuk, bir
öğretmen, bir kitap ve bir kalem tüm dünyayı değiştirebilir."
1997 yılında Pakistan’ın Mingora
adlı kasabasında doğan Malala Yousafzai, eğitim ve kadın hakları konusunda
ülkesinde ve dünyada bir sembol haline geldi. O, 2013’te Avrupa Parlamentosu
Saharov İnsan Hakları Ödülü, Ulusal Barış Ödülü, Uluslararası Çocuklar Barış
Ödülü ve Umudun Yansımaları Ödülü ve henüz 17 yaşında iken Nobel Barış Ödülü’ne
layık görüdü.
Babası Ziauddin Yousafzai, dünyada
okula gitmeyen çocuk sayısının ikinci en yüksek olduğu Pakistan’da bir eğitim
savunucusu ve Taliban’ın kız çocuklarının okula gitmesini engelleme çabalarına karşı gelen bir
muhalifti. Yıllar sonra "Benim geldiğim yerlerde, insanlar oğullarından
dolayı tanınırlar. Ben kızından dolayı tanınan birkaç şanslı babadan
biriyim." diyecek olan Yousafzai, Taliban tarafından ölüm tehdidi almasına
rağmen okulunu kapatmayarak eğitim hakkını savunmaya devam etti.
Malala da babasının eğitim
tutkusunu paylaşarak okula gitmeye devam etti. Taliban’ın kızların okula
gitmesini yasaklamasının ardından ise sessiz kalmayarak “Pakistanlı Kızın Günlüğü” takma ismiyle
BBC’de bir blog yazmaya başladı. Ayrıca sadece 12 yaşında olmasına rağmen
evleri tek tek dolaşarak eğitim hakkını savundu ve kızları okula gitmeye ikna
etmeye çalıştı.
Ancak New York Times’ın onun
hakkında hazırladığı bir belgeselle ifşa oldu ve 9 Ekim 2012’de okuldan eve
dönerken, maskeli ve silahlı bir kişi tarafından kafası, boynu ve omzundan
giren tek bir kurşunla vuruldu.
Tedavi için İngiltere’ye
gönderildi ve altı aya yakın hastaneden taburcu edilmedi.
O tedavi edilirken ülkesinde bir
kıvılcım ateşlendi ve halk iki milyondan fazla imza toplayarak Pakistan’ın ilk zorunlu
ve ücretsiz eğitim kanun tasarısını mecliste onaylattı.
2013 yılında Birleşmiş Milletler
de yaptığı konuşmada: “Teröristler benim ideallerimi değiştireceklerini,
isteklerimden vazgeçeceğimi zannettiler ama benim hayatımda şunun dışında
hiçbir şey değişmedi: Zayıflık, korku ve umutsuzluk öldü. Kuvvet, güç ve
cesaret doğdu” diyerek yaşından ne kadar da büyük olduğunu ispatladı.
Nobel Barış Ödülü ile birlikte
verilen 1.1 milyon dolar para ödülünü Pakistan’da kız çocuklarına bir ortaokul
yaptırılması için bağışladı.
20’li yaşlarında da “Ben Malala” isimli
bir kitap yazdı ve yaşadıklarını bu kitapla tüm dünyaya bir kez daha duyurdu.
"Sesimizin değerini ancak susturulduğumuzda anlarız."
Yorumlar
Yorum Gönder