Feminizmin Annesi
Mary Wollstonecraft
“Size insanlığın güçlü
sesiyle sesleniyorum, çünkü saygıdeğer bayım savlarım çıkar gözetmeyen bir
zihnin ürünüdür- kendi cinsimin haklarını savunuyorum- kendi çıkarlarımın
peşinde koşuyor değilim.”
İngiliz yazar, filozof ve kadın hakları savunucusu Mary Wollstonecraft’ın Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi (Vindication of The Rights of Women) kitabından.
İngiliz yazar, filozof ve kadın hakları savunucusu Mary Wollstonecraft’ın Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi (Vindication of The Rights of Women) kitabından.
Yeni yılın ilk yazısını ona ayırıyorum
çünkü o gerçekten güçlü bir kadın. Ona hayranım; düşüncelerine, yazdıklarına, yaptıklarına…
Kendimi feminist biri olarak tanımlamam ama iş “kadın” ve “kadın haklarına”
gelince damarlarımda akan kanı durduramıyorum. Mary de durdurmamış onları ve
iyi ki durdurmamış!
İlk feminist olarak bilinen Mary,
1759 yılında Londra’da doğmuş. O dönemde Avrupa’da da kız çocukları okula
gönderilmiyormuş fakat Mary azmi sayesinde okuma ve yazmayı öğrenmiş. Okudukça da
kadınlık, evlilik, eğitim gibi kavramları sorgulamış.
Fransız Devrimi’ne karşı olan
felsefeci ve politikacı Edmund Burk’e karşı “İnsan Haklarının Korunması”
başlıklı bir yazı yayımlayan Mary’e bu olay sonrasında “Jüponlu Sırtlan” lakabı
takılmış. 1792’de Fransız devlet adamı Talleyran’a ithaf ettiği Kadın
Haklarının Gerekçelendirilmesi adlı kitabı yazmış ve “Feminizmin Annesi” lakabını almış.
Fransız Devrimi’nin yalnızca
erkeklere eşitlik ve demokrasi getirdiğini savunan Mary, 39 yaşında ikinci
kızını dünyaya getirdikten 10 gün sonra hayata veda etmiş. Ve o gözlerini
hayata kapatırken bile umutla “Kadınların
doğum yüzünden ölmeyecekleri bir dünya olacak, biliyorum!” demiş.
O umut etmiş etmesine ama biz bu
yüzyılda bile hala gerçekleştirememişiz!
“…Artık kadınların yaşam
şekillerinde bir devrim gerçekleştirilmesinin zamanı geldi. Kadınlara
yitirdikleri onurlarını yeniden vermek ve insan soyunun bir parçası olarak
dünyanın dönüştürülmesine katkıda bulunmalarını sağlamak için geç bile kalındı.
Kadın ve erkek arasında, cinsel arzulama dışında hiçbir fark kalmayıncaya kadar
mücadele!...”
Yorumlar
Yorum Gönder